halenur ile hepsi bir
  Yeni sayfanın başlığı
 
Hepsi & 4Yüz
Hepsi ve 4Yüz Fan Kardeşliği Sitesi
 
AnasayfaSSSArama Kayıt OlGiriş yap
 
 
 
  Daha çok !
   

Röportajları...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
 
Yazar Mesaj
ddmonr-ernysmn
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin


Cinsiyet:Kadın
                                    BaşakKeçi
Yaş : 16
Kayıt : 13 09 2007
Mesajlar : 484
Nerden??? : Yasemin-Eren-Onur-Didem'in Kalbindennn
Hepsi'den kimi seviyorsun? : Yasemin & Eren
4Yüz'den kimi seviyorsun? : Didem & Onur
MesajKonu: Röportajları...   Paz Eyl. 30, 2007 3:22 pm  

4Yüz Röportajları buraya...
_________________
DiDeM & oNuR

eReN & YaSeMiN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
 
 
ddmonr-ernysmn
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin


Cinsiyet:Kadın
                                    BaşakKeçi
Yaş : 16
Kayıt : 13 09 2007
Mesajlar : 484
Nerden??? : Yasemin-Eren-Onur-Didem'in Kalbindennn
Hepsi'den kimi seviyorsun? : Yasemin & Eren
4Yüz'den kimi seviyorsun? : Didem & Onur
MesajKonu: Geri: Röportajları...   Paz Eyl. 30, 2007 3:22 pm  

'Hepsi'nden iyiyiz


"Dandini" şarkısıyla hayatımıza giren 4Yüz grubu, Hepsi’nin tahtını fena zorluyor. Gerek sahne şovları, gerek arkalarındaki ekiple şimdiden iyi bir çıkış yakalayan grup, başarının devamı için her gün saatlerce çalışmaya devam ediyor.

Sahnede sadece sarkı söylemiyorsunuz, bir de şov hazırlamışsınız. Arkanızda kaç kişilik bir ekip var?

10 kişiden fazla; saç, makyaj, kostüm... Bir de 10 kişiye bedel olan Süleyman Yüksel var. Kendisi hem prodüktörümüz, hem klip yazarımız, hem kostümlerimizi tasarlayan kişi, hem de klip yönetmenimiz. Yani her şeyimiz...

4Yüz nasıl oldu da bir araya geldi, "Hadi grup olalım" mı dediniz?

Aslında bu bir projeydi ve proje olarak karşımıza çıktı. Süleyman Yüksel’in projesi... Süleyman Yüksel ve Temel Zümrüt konservatuvarda hocalarımıza sorup, okulda bir seçme yaptı. Biz de önerilen isimlerdik. Okulda birbirimizi gördüğümüz halde bu projeye seçilene kadar tanışmışlığımız yoktu.

Grupta olmayı hayal ediyor muydunuz yoksa solo albüm yapmayı mı isterdiniz?

İlkay: O konuda en saplantılı adam bendim herhalde... Ama proje içindeki insanlar, projenin kalitesi ve grup arkadaşlarım kafamdaki fikirleri tamamen değiştirdi; en azından şimdilik!

Şimdilik derken?

Gülnur: Şurada deniz var, yol yakınken atalım seni!

İlkay: Şaka bir yana bu grup beni müzikal anlamda gerçekten doyuruyor.

Sadece müzikal olarak değil de sahne şovu olarak ele almak lazım galiba... Birden kostümler parçalanıyor, altından yeni kıyafetler çıkıyor.

İşte ilk başta konuşulan proje de buydu zaten. Sahne şovlarıyla dolu, iki kız ve iki erkeğin olacağı bir grup projesi. Her şey önceden planlanmıştı, bize de "tamam" demek kaldı.

Proje denilince biraz ticari anlaşılmıyor mu?

Evet aslında kulağa öyle geliyor, oysa dünyada işleyiş böyle. Sonuçta biz dört kişiyiz, hepimizin düşünceleri var ama bu işle ilgili bizim dışımızda da düşünen insanlar var. Bir şekilde bizi daha ileriye götürecek fikirler sunuyorlar.

Yeni isimlere albüm yapmak için klipten albüme kadar her şeyin hazır olmasını istiyor prodüktörler. Siz bu konuda bir hayli şanslıymışsınız...

Evet kesinlikle. Bize böyle bir talepte bulunulmadı. Çünkü klibimizden şarkıların aranjesine kadar hepsiyle Süleyman Yüksel ilgilendi. Bizim en büyük şansımız bu oldu.

Ne kadar sürede çekildi klibiniz?

Canlı görüntüler bir günde çekildi. Arka fonların ve animasyonların hazırlanması ise bir buçuk ay sürdü.

Albümde sadece şarkılar yok...

Evet, multimedya bir albüm. Mesela içinde wallpaper’larımız var, klip var, resimlerimiz var.

Hepsi’nin fan kitlesini bölmüş durumdasınız. Kimi beğeniyor kimi de sizi taklit gibi görüyor.

Evet, o yorumları biz de gördük. Bunların olması çok doğal. Çıkış şarkımız da yaş olarak Hepsi’nin dinleyici kitlesine uyuyordu ama şimdi yeni klipte bu yaş biraz daha büyüyecek. Bunun için 4yüz.com’da bir anket var. İkinci klibin hangi parçaya çekilmesi gerektiğiyle ilgili bir anket bu... Şimdilik "Salla" adlı parçamız önde gözüküyor.

Ünlülerin özel hayatları hep konuşulur, ama siz grup olduğunuz için birbirinize yakıştırılacaksınız. Bu konuda ilk açıklamanızı yapmak ister misiniz?

Zaten fan sitelerinde başlamışlar bile... Mesela "Onur’la Didem sevgiliymiş" ya da "Didem’e sinir oluyorum çünkü Onur’a çok yaklaşıyor" diyenler falan var. Aslında böyle bir şey yok tabii.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey?

Korsana hayır! Burada çok büyük bir emek var, saygı duymak gerek. Bizi seven insanlar indirmesinler, indirseler bile gidip orijinal olanı da alsınlar. Sonuçta biz bir yıl boyunca çalışıp internetten üç dakikada indirsinler diye yapmadık bu albümü... Albümümüz ne kadar çok alınırsa, konserlerimiz o kadar iyi olacak.

_________________
DiDeM & oNuR

eReN & YaSeMiN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
 
 
ddmonr-ernysmn
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin


Cinsiyet:Kadın
                                    BaşakKeçi
Yaş : 16
Kayıt : 13 09 2007
Mesajlar : 484
Nerden??? : Yasemin-Eren-Onur-Didem'in Kalbindennn
Hepsi'den kimi seviyorsun? : Yasemin & Eren
4Yüz'den kimi seviyorsun? : Didem & Onur
MesajKonu: Geri: Röportajları...   Paz Eyl. 30, 2007 3:23 pm  

Önce grubu taniyalim. Nasil bir araya geldiniz?


Gruptaki herkesin müzikal geçmişi 12 ila 15 yıl önce başladı. Her birimiz kafayı kendi enstrümanımız ile kırdık ve farklı gruplarda çalıştık. Bu farklı kırışlar da “Malt” dışında halen devam ediyor.

Grubun ismini kim koydu? Neden 4 yüz?


Didem: Ismini Onur koydu.

Onur: Aslinda söyle bir sey oldu. Grup için herkes birkaç isim önerdi. Benim önerdigim isimler arasinda 4yüz vardi. Herkese çok sicak geldi biranda, herkes çok begendi.

Gülnur: Piyasada da çok yeniyiz, yeni yüzleriz.

Onur : Piyasa için 4 yeni yüzüz. O yüzden grubun isminin 4 yüz olmasi kararlastirildi.

Ilk klipiniz Dandini isimli parçaniza çekildi. Hangi sarki olacagina nasil karar verdiniz?


Onur : Grup, var olan bir projeydi, hocalarimiz tarafindan bu projeye önerilen isimlerdik.
6 ay boyunca yapilan seçmeler sonunda bize karar verildi. 2 kiz 2 erkek olarak biz seçildik. Geldigimizde zaten hazir olan parçalar vardi. Dandini’de o hazir parçalar arasindaydi. Vokaller hariç sözü müzigi hazirdi. Zaten sarkilarda vokal üzerinde çok yogunlastik ve her sarkida sarkinin ana melodisi söylendikten sonra kimin nereyi söyledigi belirlendi. Sonra çesitli dogaçlamalarla vokaller yaptik. Asil vokallerimizin dikkat çekecegini düsünüyoruz.

Gülnur: Vokal konusunda çok çalistik. Bunun üzerine iddaliyiz.


Klibi kim çekti?


Ilkay: Süleyman Yüksel çekti. Gülnur: Sarkiya da çok uygun oldugunu düsünüyoruz. Dandini’ye ancak böyle bir klip olabilirdi. Onur: Klip içinde sunlari söyleyebiliriz. Çok eglendik, gerçekten çok mutluyduk. Bir kere büyük bir emek harcandi. Bir yil boyunca çok çalistik, gece gündüz sabahlara kadar stüdyodaydik. Sadece sarki söylemekte degil bunun disinda kostümler için yapilacak olan provalar, dans provalarimiz bir sürü seyle ugrastik. Klip çekimi de yaklasik bir 24 saat falan sürdü. Sabah basladi ertesi sabah bitti çok yorucuydu aslinda ama biz yorulmadik. Çok eglendik

Gülnur: Klip gününü çok keyifli geçirdik. Komple animasyon olmasi eglencenin tadini artirdi tabii. Yemyesil bir ortam baska hiçbir sey yok. Onur’un çiktigi at, sadece tahta bir atti. Ona bakip saatlerce güldük. Düsmeler kalkmalar çok eglendik. Yani aksesuar falan olsaydi bu kadar keyfine varir miydik bilmiyorum. Her sey dogaçlama yapildi. Gerçi bekliyorduk Süleyman Yüksel’in önceki kliplerini de bildigimiz için yani böyle bisey olacagini biliyorduk. Ama yinede kendimiz içinde nasil olacaktik? Bunun meraki vardi isin içinde. Güzel bir seyler çikacagi belliydi ama biz acaba neresinde nasil duracaktik?

Didem: Bekledigimizden güzel oldu. 2. klipimizde çok güzel olacak. Hazirlik asamasindayiz su anda.

Hangi parçaya çekilecek?

Gülnur: Kiz Kiza isimli parçamiza çekilecek. Hikayesi daha netlige kavusmadi ama çok çok güzel olacagina eminiz. Ikinci klipimizde animasyon olacak. .


Didem: Biz bu ise baslamadan önce hepimizin ögrenci oldugunu biliyorlardi. Açikçasi programimizi okula göre ayarliyoruz. Görüsme saatlerini, dans provalarimizi, vokal çalismalarimizi hep okuldan sonraya aliyoruz. Çalismalarimizi o saatten sonra gerçeklestiriyoruz. Gülnur: Günlük program konusuluyor. Bizim derslerimizi aksatmamamiz çok önemli. Hem bizim için hem de yapimci ve prodüktörümüz için. Hepimiz okudugumuz için ilk girdigimiz dönemde acaba okulu aksatir miyiz diye çok düsündük. Bu konuyla ilgili Temel ve Süleyman Bey’le konustugumuzda “hiç merak etmeyin sizin okulunuz her seyden önemlidir tüm çalismalariniz ona göre ayarlanacak” dedigi için gayet rahatiz.


Gülnur: Bide ben kendi adima, tiyatro bölümünde okuyorum. Klipi, sahne hocalarimda izledi. Genelde klasik müzik dinledikleri halde sarkilarimizi çok keyifli bulduklarini belirttiler. Bütün hocalarimizdan olumlu tepkiler aliyoruz. Bu da bizi çok mutlu ediyor.

Onur: Bizim gurubumuzun bir güzelligi de, Gülnur’un tiyatro bölümünde olmasi, Didem’in sanat tasarimda olmasi, benim dans bölümünde olmam ve Ilkay’in hafif bati müziginde okumasi. Yani hepimiz sanatin farkli dallariyla yogun bir sekilde ugrasiyoruz ama bunun yaninda hepimiz müzikle de yakindan ilgileniyoruz. Suan da hani benim arkadaslarim izledigi zaman da kizlar dansçi mi diye soruyorlar. Dans konusunda iddiali degiliz tabii ama çok fazla çalisiyoruz. Çünkü bir show, ve herkes sizden bunu bekliyor. Sadece sarki söyleyen birine bakmaktansa bir showun olmasi daha cazip geliyor insanlara. Gülnur: Dünyanin her yerine, dünya starlarina baktiginizda sadece kulaga degil, önce sahneye çikan insana bakiyorsunuz. Kiyafete ve hareketlilik daha ön planda oluyor. Ilk önce görsellik ondan sonra müzikmis gibi geliyor herkese. O yüzden bizde ona dikkat ederek çalistik. Hepimiz sarki söyleyebiliyoruz, hepimizde potansiyel çok yüksek ama hepimiz dans etmeliyiz, çok iyi sunum yapmaliyiz. Seyirciyi sikmadan, biz nasil egleniyorsak onlari da eglendirmeliyiz. Bunlara çok dikkat ederek çalismalarimizi ayarladik.



Müzik çevresinden tepkiler nasil oldu?


Ilkay: Bu konu hakkinda, aslinda konservatuar hocalarim ve birçok müzisyen tanidigim yorum getirdi. Hiç beklemedikleri kadar iyi oldugumuzu söylediler. Özellikle vokal performanslar Türkiye standartlarina göre çok çok çok üst düzey oldugumuzu söylediler. Güzel tepkiler aldik.

Onur: Bu zamana kadar kötü bir tepki almadik. Bizi destekleyen, yolunuza devam edin diyen ve bu anlamda bizi güçlü kilan elestiriler duyduk.

Gülnur: Kötü elestirilerde olabilir. Yani biz pozitif negatif elestirilere açigiz. Zaten öylede olmasi lazim. Tabiî ki güzel bir sey yapiyorsunuz ama eksiklikleri vardir. Eksiklerimizi söylerlerse kendinizi göre gelistirirsiniz. O yüzden yikici olmadigi sürece hiçbir problem yok bizim için.


Benzetmeler oldu ama konseptiniz su ana kadar Türkiye de denenmemis bir tarz iki kiz iki erkek zorluklari var mi?


Didem: Benzetmeler mutlaka olacaktir. Ama kiz ve erkek olarak sarki söylemek daha zor. Onur: Zaten bizim sarkilarimizin en zor kismi o oldu. Sarki geliyordu, yarim ton çiktigi zaman benim için tiz, Gülnur için pes oluyor, yarim ton asagi aliyoruz Ilkay’a pes geliyor ya da tiz geliyor. Yani hep onu ayarlamaya çalistik. Ve sarki sözlerinde de hep atismaliydik. Kiz nereyi söyleyecek, erkek nereyi söyleyecek gibi bunlara çok özen gösterdik.


Gülnur: Çok degisik bir sey oldu. Genelde bir bayan söyler bir erkek söyler ama iki kiz iki erkek ayni duyguyu lanse ettiren çok az, hatta yok gibi. O yüzden iki kiz iki erkek olmanin avantaji da oldu. Hitap ettigi kesim içinde hem bayan hem erkek, toplu nakaratlarda herkesi birden costuran, o yüzden güzel oldu.


Gülnur: 4yüz.com yapilma asamasinda su anda. Ama fan olarak bizim adimiza açilmis siteler var.


Sesleriniz çok tanidik geldi. Geçmisinizde dublaj ya da seslendirme yaptiniz mi?

Onur: Çocuklugumdan beri dublaj yapiyorum. 15 yasimdan beri, reklamlarda, filmlerde, sinemalarda seslendirme yaptim. Televizyon çok genis bir kesime hitap ettigi için herkes duymus oluyor. Röportaj yaparken yada konusurken de kim kim konusuyor taniyoruz biz bu sesi diye çok söyleniyor. Tabi buda çok hos bir sey

Didem: Hatta seslendirdigi sözleri bile söylüyorlar. Iste burada mi konusuyordun? Gibi sorular geliyor. Onur: Bu arada, bu sene ben dublajda, en iyi genç erkek sesi ödülünü aldim.

Gülnur : Bende seslendirme alaninda çalistim. Hatta yayinlanan Selena dizisinin müzigini de ben seslendirdim.


Ilkay seninde bir basketbol geçmisin var


Ilkay: Evet bayagi uzun bir spor geçmisim var. Türkiye’de isim yapmis birçok kulüpte oynadim. 10 yasinda basladim basketbola ama müzik daha agir basti. Aileden de müzige karsi bir itekleme vardi sürekli. Onunda etkisiyle müzige karar verdim. Konservatuara girdim ama suan bitti, okumuyorum.

Gülnur seninde bir eurovision geçmisin var biraz bahseder misin?

Gülnur: Evet 2002 senesinde grup safir adi altinda eurovisiona gittik. Türkiye birincisi olduk. Leylaklar Soldu kalbimde isimli parçayla. Çok güzel bir derece almadik ama orda bulunmak o havayi teneffüs etmek bile yeterliydi. Benim için çok keyifliydi. Diger ülkelerin yarismacilariyla tanismak, yanimiza gelip bayragimizi sordular en önde komsu ülkelerden insanlar bayragimizi sallayip bizi desteklediler. Bunlara sahit olmak çok gurur verici bir seydi. Insallah 4yüzde katilir bir gün.

Kenan dogulu’nun parçasi hakkinda ne düsünüyorsunuz?

Didem: Ben begendim.
Gülnur: Insallah dereceye gireriz.
Onur: Grup olarak Kenan doguluyu çok begeniyoruz.
Gülnur: Çok basarili buluyoruz


Onur senin birde müzikal denemelerin olmus hala devam ediyor musun?


Onur: Etmiyorum. Yildizlarin Altinda müzikalindeydim. Daha sonra Ayse operetinde yer aldim. Ondan da önce çocuk müzikallerinde yer aldim.


Konserler basliyor mu?


Gülnur: Su anda görüsmeler var. Üniversite konserleri, festivaller falan onlar için görüsmeler var. Olacak çok yakinda

Didem: Zaten amacimiz canli performans.

Gülnur: Evet en büyük hedef o, albümde ki basariyi sahneye tasimak.


Daha önce sahne deneyiminiz oldu mu?


Gülnur: Tek tek sahne deneyimlerimiz oldu ama grup olarak olmadi sadece programlara çiktik.


Keyifli röportaj için 4 yüz grubuna tesekkürler...

Gülnur:

Dogum Tarihi : 5 Temmuz 1982
Dogum Yeri : Almanya
Grubun Melegi
Burç : Yengeç

Hobileri : Oyunlara, konserlere gitmeyi ve sinemayi çok seviyorum. Evde dvd izlemeyi çok seviyorum. Deli gibi kitap okuyorum. Didem’le ikiz gibiyiz. Ben içten düsünürüm o distan söyler. Her seyi ortak yapariz. Bir geliriz ayni seyleri giymisiz.

Geçmisi : Hep okul orkestralarinda solistlik yaptim. Yarismalara katildim. Milliyet kiz solist birinciligim var. Müjdat Gezen hafif bati müziginde okudum. Sonra sonra müzikal bölümüne geçtim. Istanbul üniversitesine sonrada tiyatroya geçtim.


Didem:

Doğum Tarihi : 2 Temmuz 1986
Doğum Yeri Almanya
Grubun Prensesi
Burç : Yengeç

Geçmişi : 10 yaşında piyanoyla müziğe başladım. İstanbul devlet konservatuarı fagot bölümünü kazandım. Fagot bölümünü okuduktan sonra müzikal bölümüne geçtim. Sonra üniversiteye başladım. Yeditepe üniversitesi İtalyanca sanat ve tasarım bölümünde okumaya devam ediyorum.

Onur:

Doğum Tarihi : 1983
Doğum Yeri :İstanbul
Grubun Yakışıklı Prensi
Burç : Terazi

Geçmişi : Yıldız Teknik Üniversitesi modern dans bölümü son sınıf ögrencisi.

İlkay :

Doğum Tarihi : 1983
Doğum Yeri : İstanbul
Grubun Harika Çocuğu
Burç : Oğlak

_________________
DiDeM & oNuR

eReN & YaSeMiN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
 
 
ddmonr-ernysmn
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin


Cinsiyet:Kadın
                                    BaşakKeçi
Yaş : 16
Kayıt : 13 09 2007
Mesajlar : 484
Nerden??? : Yasemin-Eren-Onur-Didem'in Kalbindennn
Hepsi'den kimi seviyorsun? : Yasemin & Eren
4Yüz'den kimi seviyorsun? : Didem & Onur
MesajKonu: Geri: Röportajları...   Paz Eyl. 30, 2007 3:24 pm  

FİNAL DERGİSİ RÖPÖRTAJI

- 4yüz nasıl kuruldu?
ONUR-GÜLNUR-İLKAY-DİDEM:4yüz 2006 senesinde bir araya geldi.Temel Zümrüt ve Süleyman Yüksel'in konservatuar hocalarına ulaşıp proje için uygun isimleraramalarıyla başladı,bizde hocalarımız tarafından önerilen isimlerdik.Sonrasında proje bize anlatıldı, şarkılarda birkaçı dinletildi, biz soundu ve projenin içeriğini öğrenir öğrenmez fazla düşünmeden kabul ettik diyebiliriz.
-Ekip olarak böylesine uyumlu ve dinamik olarak çalışmayı nasıl başarıyorsunuz?Ekibin motivasyonunu ve dinamizmini sağlayan en önemli etken ne?
ONUR-GÜLNUR:Çok basit aslında hepimiz gerçekten sevdiğimiz işi yapıyoruz.Biraz şansda var tabii, grup olarak inanılmaz bir uyumumuz var, herkes başka konularda birbirini tamamlıyor, bu zordur ama biz gerçekten çok uyumlu bir grubuz, belkide zoru başarmak hoşumuza gidiyor.
DİDEM:Öncelikle hepimiz genciz buda çok büyük etkenlerden sadece bir tanesi.Onun dışında hepimiz birşeyler öğrenmeye açığız ve doyumsuzuz, buda bizi heyecenlı kılıyor aynı zamandada birbirimize çok bağlıyız, prodüktörlerimiz bize çok güveniyor ve destek veriyor.
İLKAY:İlk olarak biz gerçekten çalışmayı ve üretmeyi seven bir grubuz.Bunun yanı saıra gerçekten çok iyi anlaşıyoruz.Buda çok büyük bir şans aslında. Çok çalışıp ve gerçekte iyi anlaştığımız için herşey peşinden geliyor.
- Sanat, tasarım, tiyatro, dans, müzik olarak aldığınız eğitimler muhteşem bir kombinasyon yaratıyor?Başarınızda bununda etkili olduğunu söyleyebilirmiyiz?
ONUR-GÜLNUR:Kesinlikle biz çok özellikli bir grubuz galiba, bu ayrı alanlar aynı işte o kadar yararlı oluyorki klipte birimiz sahnede birimiz dans konusunda, birimiz kostüm ve oyunculuk konusunda hep birbirine yardımcı oluyor. Paylaşım ve yaratıcılık hiçbir zaman bitmiyor.
DİDEM:Tabii ki ben kendi adıma söyleyebiliyorum; çoğu zaman kostümlerde benimde bir katkım oluyor. Hepimiz konservatuar dışında birçok alanda da eğitim aldığımız için bu bizim için her zaman bir artı oluyor.
İLKAY:Kesinlikle.... dördümüzde sanatın farklı branşlarından geliyoruz ve sürekli paylaşım halindeyiz herkes hakim olduğu konularda yardımlarda bulunuyor ve bu grurubun performansını iyi yönde etkiliyor.
-Basında görselliği yüksek kaliteli müzik olarak anılmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
ONUR-GÜLNUR:Gerçekten mutlu oluyoruz. Bu demek oluyorki doğru yoldayız çünkü baştan beri hedeflediğimiz şey buydu, bunu yansıtabilmiş olmamız son derece keyif verici.
İLKAY:Bu iki konu içinde çok çaba harcamıştık hem görsellik hemde müzikal anlamda başarılı olmak istiyorduk, sanırım bu da en iyi şekilde anlaşıldı.
- Görsellik muziğin mutlak bir parçamıdır?
ONUR-GÜLNUR:Kesinlikle. Müzik önce kulağa sonra göze hitap eder, bazense tam tersi olabiliyor, tabii son yıllarda daha çok tersi gösterilmeye çalışılıyor maalesef am bu albüm yapılırken öncelik müzik kalitesi ve vokallerin uyumundaydı.4yüz canlı vokal performans grubudur.Dansı ve kostümleri zenginlik katsın diye keyifle kullanıyoruz.Bizim için seyirci ve dinleyiciler konserden ne kadar mutlu ve tatmin olmuş olarak ayrılırsa o kadar mutluluk verici, bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz.
DİDEM:Bence görsellik müziğin bir tamamlayıcısıdır sahnede, çünkü yurt dışına bakıldığı zaman bütün sanatçılar şarkı söylemeleri dışında görsel şov da yapıyorlar gerek kostümleriyle olsun gerek dans şovlarıyla olsun. Biz de bu yolu takip ediyoruz.
İLKAY:Günümüz müzik sektöründe bu yurt içi ya da yurt dışı olsun görsellik gerçekten büyük bir önem taşıyor ve insanlar görsellikle zenginleştirilmiş kaliteli ve güzel müziklerle daha iyi tepki veriyorlar.
-Türkiye'de aslında sizin yaptığınız tarzda müzik yapmak anlamında bir boşluk vardı sevilmenizi yeni bir şeyler sunmanızla bağdaştırıyor musunuz?
GÜLNUR:Ben küçüklüğümden bu yana hep grup müziği ya da çok sesli müzik dinledim. Yurt dışında bu yeni birşey değil ama Türkiye için bir eksik gibi geliyor bana.Bu yüzden projeyi ilk öğrendiğimde hemen kabul ettim.Bizim halkımız çok duyarlı, inanıyorumki iyi ve kaliteli işler sonunda layığını bulur.Zamanla Türkiye de çok sesli müziğe ve batı sounduna alışacaktır ki sanırın bizimle biraz daha ısındılar bu yapıya.
İLKAY:Tabii ki bu da bir etken ama biz gerçekten çok kaliteli bir iş yaptığımızı düşünüyoruz.
-Kendinize yurt dışında örnek aldığınız isimler varmı?
GÜLNUR:Ben Destiny's Child hayranıyım, Beyonce, Christina Augilera. N'sync, Usher, Maria Carey, Whitney Houtson, Athena Franklin... Daha bir sürü sanatçı var.
DİDEM:Shakira,Beyonce,Christina Augilera, Maria Carey, Whitney Houtson, Celine Dion'u çok beğeniyorum.
-Hepinizin profesyonel anlamda bir geçmişi var; Onur dublaj sanatçılığı yaparken, Gülnur jenerik müziği seslendirmiş, İlkay'ın profesyonel basketbolcu olduğunu biliyoruz.Bunların ve müziğin haricinde başka işler yaptınız mı?
GÜLNUR:Ben bugüne kadar hep müzikle ilgili şeyler yaptım.Konservatuarda oyunculuk okudum ve bu dönemde çok önemli okul oyunlarımız oldu. dizi için çok teklif geldi ama okurken yapmak istemedim eğitimimi tamamlamak daha önemliydi benim için.
DİDEM:Müzik dışında benim avantajlarımdan bir taneside birkaç dil bilmem oluyor (İsveççe,İtalyanca va İngilizce) va tasarım yapmam.
-Özel hayatınıza, jobilerinize vakit ayırabiliyormusunuz?Nelerden hoşlanırsınız?
GÜLNUR:Konser, riyatro ve sinemaya gitmek en büyük hobim. Evdeyken gece terasta kitapokumak. tam bir kitap kurduyum. Bunun dışında da dostlarımla va ailemle vakit geçirmek tabiii...
DİDEM:Tabii eskisi kadar vakit ayıramıyoruz ama benim hobilerim çizim yapmak, seyahat etmek, yüzmek, sinemaya gitmek, arkadaşlarımla sohbet etmek, sahilde uzun yürüyüşler yapmak vs...
İLKAY:Aslında şu sıralar özel hayat ya da hobi diye birşey kalmadı çünkü çok yoğun çalışıyoruz.Ama bunun yanı sıra ben canlı müzik dinlemeye çok giderim.
-Müzik piyasasından beklentileriniz neler?
ONUR-GÜLNUR:Başta korsan ve bilgisayar konusunda bir çözüm.Çok emek var bu işte, neden anlamak istemiyorlar bunu anlamıyoruz.Biz kimsenin emeğini çalmak istemeyiz daha duyarlı olmalıyız.
DİDEM:Aslında beklenti değilde, dileğim en azından verdiğimiz emeklerin karşılığını alabilmek ve iyi bir yere gelebilmek.
İLKAY:Önyargılardan uzak pozitif yönde destek bekliyoruz.
-Kalıcı olmak ve yurt dışına açılmak sizin için ne ifade ediyor?
ONUR-GÜLNUR-İLKAY-DİDEM:Kalıcı olabilmek bir sanatçının en büyük amacıdır kuşkusuz ve dilini müziğini diğer ülkelere göstermek bir nevi kendi halkını temsilk etmek en büyük onur ve mutluluktur.
İLKAY:Amacımız, bu grup kurulurken hedefler hep bu yöndeydi ve bizde çalışmalarımızı hep bu yönde ilerletiyoruz.

_________________
DiDeM & oNuR

eReN & YaSeMiN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
 
 
ddmonr-ernysmn
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin
Eren&Yoshy - Onur&Didem Fan Admin


Cinsiyet:Kadın
                                    BaşakKeçi
Yaş : 16
Kayıt : 13 09 2007
Mesajlar : 484
Nerden??? : Yasemin-Eren-Onur-Didem'in Kalbindennn
Hepsi'den kimi seviyorsun? : Yasemin & Eren
4Yüz'den kimi seviyorsun? : Didem & Onur
MesajKonu: Geri: Röportajları...   Paz Eyl. 30, 2007 3:59 pm  

Aslan Max Röportajı:

Didem:

Gülnur:

İlkay:

Onur:

_________________
DiDeM & oNuR

eReN & YaSeMiN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
 
 
yoshym_onurum
Onurju_Forum.Moderatör
Onurju_Forum.Moderatör


Cinsiyet:Kadın
                                    YengeçHoroz
Yaş : 15
Kayıt : 14 09 2007
Mesajlar : 303
Nerden??? : a$kım 'n oLduu Her meKandan ..!!
Hepsi'den kimi seviyorsun? : yoshy
4Yüz'den kimi seviyorsun? : Ya$aM SeviNciM [ OnuR 'MMM ]
MesajKonu: Geri: Röportajları...   Perş. Ekim 25, 2007 4:13 pm  

Özellikle çocukların çok sevdiği 4 Yüz grubu ile keyifli bir sohbet...
Öncelikle sizi biraz tanıyalım...

Gülnur: Ben Gülnur, 1982 Almanya doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünden bu yıl mezun oldum. Ondan önce Müjdat Gezen Sanat Merkezi`nde Batı Müziğide ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikal bölümde eğitim aldım. Bunun dışında dizi jenerikleri ve radyo jingle`larını seslendirdim, hala da devam ediyorum. Şu anda 4 Yüz`le birlikteyim ve inanılmaz mutluyum.
Didem: Ben Didem, 1986 İstanbul doğumluyum. 8 aylıkken İsveç Stokholm`e yerleştim. 14 sene kadar orada yasadım, müziğe 10 yaşında piano ile başladım. Daha sonra İstanbul`a taşınınca İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı`nda hem fagot hem de müzikal eğitim aldım. Şu anda Yeditepe Üniversitesi İtalyanca Sanat ve Tasarım bölümünde okuyorum.
Onur: Ben Onur, 1983 İstanbul doğumluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi Modern Dans Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Daha önce İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı`nda Müzikal bölümünde eğitim aldım. 15 yaşımdan beri seslendirme yapıyorum ve hala devam ediyorum.
İlkay: Ben ilkay 1983 İstanbul doğumluyum. Batı müziğinden geçen yıl mezun oldum. Müzik hayatım enstruman çalarak başladı. Yurtiçi ve yurtdışı pek çok konser tecrübem oldu ve birçok isimle çalıştım. En son projem 4 Yüz ve bugüne kadar en mutlu olduğum proje, İnşallah da hep böyle devam eder.

Peki bu grup nasıl bir araya geldi?
Grup, prodüktörlerimizin konservatuar hocalarımıza danışmasıyla ve hocalarımızın da bizim isimlerimizi önermesiyle başladı. Çok beğendik ve bu istediğimiz bir projeydi. 1,5 yıldır da beraber çalışıyoruz. Prodüktörlerimiz Temel Zümrüt ve Süleyman Yüksel.
Peki gruptan önce birbirinizi tanıyor muydunuz?
Bu proje Temel Zümrüt ve Süleyman Yüksel`in oluşturduğu bir projeydi, biz de bu proje için önerilen ve seçilen isimlerdik. Daha önce birbirimizi tanımıyorduk bu projenin oluşmasıyla birbirimizi tanıdık.
Peki bu herhangi bir probleme neden oldu mu?
Bu aramızda bir problem yaratmadı tam tersi daha güçlü bir bağ kurmamızı sağladı. Böylelikle birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı bulduk çünkü albüm süresince çok yoğun bir dönem geçirdik ve hiçbir sorunla karsılaşmadık aksine çok daha iyi dost olduk.
4. klip ne zaman gelecek?
Onur: Bizim en büyük avantajımız prodüktörlerimizden Süleymen Yüksel`in klip yönetmeni olması. Şu ana kadar her ay yeni bir klip çekmiş durumdayız. "Salla" klibimiz henüz çok yeni. O yüzden "Salla" klibi biraz daha yayınlandıktan sonra diğer şarkılarımıza da yeni klipler çekmeyi düşünüyoruz.
Gülnur: Sırada bekleyen çok güzel slowlarımız var. Büyük ihtimalle öncelikli olarak slow şarkılarımıza daha sonra hareketli şarkılarımıza klip çekmeyi düşünüyoruz. Yani sürpriz! Her an herşey olabilir Smile
Türkiye`de yeni dönemde uzun soluklu bir grup oluşumu malesef yok. Tüm gruplar birbirlerini taklit edercesine çalışmalar yapıyor...
İlkay: 4 Yüz projesi kuruluşundan bugüne kadar farklılık yaratabilmek ve bazı konularda gerçekten ilk olabilmek için çalışıyor. Çünkü bunlarla ilgili Türkiye`de bazı açıklar var ve bunların artık kapatılması gerektiğini düşünüyoruz. Kliplerimizde özellikle farklı bir animasyon öğesi kullandık bu zamana kadar hiç kullanılmamış Avrupa ve Amerika standartlarında olan animasyonlardı bunlar. Bu da 4 Yüz`ün bir imzası, bir özelliği olsun istedik. Fakat bundan sonra öyle olacak mı bunu bilemiyoruz. Bu klipleri bu şekilde çekmeyi tercih ettik.
Gülnur: "Dandini"ye gelen tepkiler çok güzeldi, bir de masalsı bir içeriği olduğu için yapılabilecek en güzel klibi yaptığını düşünüyoruz Süleyman Yüksel`in. Fakat bundan sonraki kliplerimizde animasyon tekrar olabilir de olmayada bilir de. Tepkiler ne gösterirse o yönde çok daha iyisini yapmaya çalışacağız.

Didem: Şimdiye kadar hiç kötü bir tepki almadık bilakis insanların çok dikkatini çekti. İnsanlar tarafında kliplerin animasyon olması daha çok beğenildi. Bizim de amacımız zaten buydu ve amacımıza ulaştığımız için çok mutluyuz. Sadece "Dandini" klibi YouTube`da 2.5 milyon izleyiciye ulaştı ve hatta dünyada sıralamaya girdi. Bu da bizi çok mutlu etti.

Türkiye`de özellikle müzik sektöründe çekilen klipler hiç yaratıcı değil. Bu, kliplerde de sinemada da aynı. Sinema biraz daha kalıplarını yıkmaya çalışıyor fakat diziler sanki 80lerde çekilen Brezilya dizilerinin Türkçe`leşmiş versiyonlarını gibi. İçinde muhakkak aşk olmalı fakat aşkı da artık o kadar yozlaştırdılar ki aşk derken artık çok basit bir kelimeymiş gibi çıkmaya başladı. Kliplerde de hep birbirleriyle bir benzerlik ya da yurtdışında çekilen kliplerden alıntılar buluyoruz. Bu aslında bu klip sürecini yaratan insanların eksikliği. Bir yerlerden ilham almaya çalışırken taklit ediyorlar, kopya çekiyorlar; yaratıcılık yok. Bu kalıpların dışında, gerçekten dünya normlarında seçkin klipleri yayınlamaya gayret eden MTV gibi kuruluşların yer vereceği bir klip çıkarmışsınız ortaya... Bu sonuca giden süreçte sizin katkınız ne oldu?Onur: Öncelikle 4 Yüz bir projeydi. Gerçekten herşey tasarlanmış. Ne yapılacağı planlanmış bir proje ve herşey adım adım hasaplanmış bir sekilde ilerliyor. Süleyman Yüksel çok önemli bir insan aynı zamanda prodüktörümüz. Ona çok saygı duyuyor ve çok seviyoruz. Çok yaratıcı bir insan. Dandini, Kız Kıza ve Salla`nın söz ve müziği kendisine ait olduğu için daha şarkıyı yaparken klibini de kafasında tasarlayarak bunları hayata geçirdi. Bu nedenle Dandini klibini bize sunduğunda ve ne düşündüğümüzü sorduğunda çok beğendik. Görüşlerine kesinlikle katıldığımızı söyledik. Çünkü bizim amacımız bir şekilde bu şarkının klibi olsun ve televizyonda dönsün değildi. O şarkının bir hikayesi vardı ve bu hikayeyi insanlara yansıtabilmek ve insanları etkileyebilmekti amaç. Bu anlamda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Hala gelen çok güzel eleştiriler ve yazılar var. Bu çok güzel birşey. Ondan sonra devam eden Salla klibimiz de yine Türkiye`de bir ilk oldu. Başka bir konsept işlendi. O da tasarlanmıştı. Çünkü bizim müzik piyasasında gerçekten bir eksiklik söz konusu. Gerçekten herşey tekrarlanmaya başlandı. Biz bu anlamda yenilik yapmaktan hoşlanan insanlarız, bu anlamda da albümümüzde yapacağımız herşey kendini yinelemeyecek yenileyecek.
Didem: Zaten biz yurtdışında yapılan klipleri ve şarkıcıları takip ediyoruz. Bu projeye girmeden önce bunun eksikliğini biz de yaşadık. Müzik piyasası da bütün bu eksikliklerin farkındaydı ve herkes bir şekilde neden olmadığını soruyordu. Fakat birinin başlaması gerekiyordu ve başlayan da biz olduk, çok mutluyuz. Çok çalışıyoruz ve daha iyi olabilmek için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz.
Gülnur: Şöyle birşey var; Biz kendimize proje diyoruz bu bazen yanlış anlaşılıyor. Ama yurtdışında da bu şekilde çok güzel oluşumlar var. Ama Türkiye`deki eksikliğimiz, bir sanatçı için düşünen, sanatçı için yaratan, sanatçının kendisi de dahil kimse yok. Bu anlamda bizim proje olmamız çok güzel. Çünkü bizim için düşünen bir sürü insan var. Klibimiz, kostümümüz, şarkılarımız, fotoğraflarımız için düşünen bir ekibe sahibiz. Hepimiz birlikte oturup konuşuyoruz ve bu bizim için çok büyük bir artı.
Didem`in de dediği gibi çok büyük bir açıklık var. Yurtdışında görüyoruz çok güzel klipler var. Oysa ki, Türkiye`de de çok yaratıcı çok güzel şeyler yapan insanlar da var. Neden böyle birşey olmuyor? Yani neden yurtdışındaki klipleri görüp de taklite sığınılıyor? Bu çok büyük bir açıktı ve bunun hepimiz de farkındaydık. Süleyman Yüksel çok güzel düşüncelerle bizim karşımıza geldi ve biz ilk parçayı dinlediğimizde bile bütün klipler belliydi ve biz o yüzden bu heyecanla sarıldık projemize... Şöyle ki, birçok sanatçı birilerinden bişeyler bekliyor fakat biz bu projede ciddi anlamda yer alıyoruz. Sadece şarkı söylemek adına değil, bizim fikirlerimiz de ciddi anlamda dikkate alınıyor. Kıyafetlerimiz de, kliplerimiz de, şarkı sözlerimiz de olsun herşeyde bizim fikrimiz alınıyor. Aynı zamanda biz de çalışıyoruz, biz de düşünüyoruz. Sadece şarkı söyleyip dans etmiyoruz.
Ülkemizde gruplar çok fazla tutulmuyor. Tutulan gruplar da belli zaten. Eskilerden gelenler var, onun dışında yeni oluşumlar yapılmıyor ve siz bir projeden bahsediyorsunuz. Yeni bir oluşumdan bahsediyorsunuz. Hersey planlanmış hazırlanmış. Mesela biraz önce kliplerinizden bahsediyordunuz; şarkılarınız hazırlanmış, klipleriniz ona uygun olarak hazırlanmış ve sonuç olarak görüntü, müziğinizi desteklemiş…

İlkay: Aslında bu romantik bir şiire hızlı bir müzik parçası yapmak ne kadar alakasızsa ve ne kadar uyum göstemiyorsa kliplerde de şarkının anlatmak istediği ve onu destekleyen görüntüler çok önemliydi ve biz bunu çok iyi başardığımızı düşünüyoruz. Ayrıca Türkiye bu konularda kapalı bir kutu. Bunu söylemek istiyorum bize hep önyargıyla bakıldı, pozitif eleştiri illa ki vardır fakat genel bir önyargı herzaman oldu bize karşı. “Yok olmayacak, kötü, taklit” gibi... Bizim halkımız bunu aştığı anda biz çok çok daha ilerleyeceğiz ve çok daha iyi yerlere varacağız diye düşünüyorum. Üstelik sadece biz değil. Biz sadece bişeyleri başlattık ve bizden sonra da yeni gruplar çıkacak ve Türkiye bu konularda daha da ön plana çıkacak .
Didem: Bizim paylaşamadığımız ya da birinden bişeyler çalmak gibi bir niyetimiz yok. Amacımız sadece en güzel şekilde müziğimizi ve şovumuzu yapmak. Bizim farklılığımız da iki kız iki erkek olmamız dışında, hem canlı performans yapıyoruz konserlerimizde, aynı zamanda dans ediyoruz ve ayrıca kostümlerimizle farklılık yaratıyoruz. Yurtdışındaki gibi şovlar hazırlamak istiyoruz amacımız bu tabi ne kadar olabilirse...
Gülnur: Şöyle de birşey var. Müzik önce göze sonra kulağa hitap ediyor izlediğimiz zaman. O yüzden görsellik çok önemli. Biz de bunu desteklemek için kostümler ve sahne şovlarımıza özen gösteriyoruz. Kostümler yaratmaya kendi bünyemizde bişeyler oluşturmaya çalışıyoruz.

Bir sarkıya klip çekmek çok tehlikelidir. Bu işi çok iyi yaparsanız şarkıyı dinletirsiniz. Her dinleyenin beyninde şarkıyla ilgili özel bir ifade oluşur. Klip çektiğiniz anda sınırları çiziyorsunuz. Burada şöyle bir tehlike var. Bu şarkının erken tüketilmesine yol açabilir; ki Türkiye`de genel anlamda böyle oluyor. Nadiren istinalar çıkıyor. Yani siz beş sene sonra da dinlediğinizde parçadan aynı tadı alıyorsanız orada farklı birşey ortaya çıkmış oluyor. Sizin çalışmalarınızda sanki bu noktalar farkedilmiş gibi...

Gülnur: Keşke herkes böyle düşünebilse de ülkemizin önü daha fazla açılabilse... Aslında açılmıyor da değil. Çok da fazla negatif bakmamak lazım. Biz bu işin içine girmeden de dışardan eksiklikler var diyorduk ve biz bunları kapatmaya çalışıyoruz. Bizim dışımızda da izleyen ve düşünen bir sürü insan var ve görünce de “İşte bu!” diyolar... Aynı zamanda bize hayranlarımız tarafından çok fazla mail geliyor ve hepsi çok başarılısınız biz de grup kurmak istiyoruz diyorlar. Bizi örnek almaları ve heveslenmeleri çok güzel birşey. Siz sahnede sanat icra ediyorsunuz ve sahnede şov yapıyosunuz. Bu bir sanatçı için çok önemli...
Kendinize ne kadar vakit ayırabiliyorsunuz? Mesela en son hangi filme gittiniz?
Onur: Aslında hepimiz yoğun olarak dizilere sarmış durumdayız. Lost, Heroes gibi… Ve şu an Prison Break`e başlıyorum. Ama Lost gerçekten çok farklı ve sıradışı bir yapım ve çok beğeniyorum. Tabi çalışan kadrosu da gerçekten çok iyi...
Kitap okuyabiliyor musunuz?
Gülnur: Ben özellikle çok vakit ayırıyorum ve çok seviyorum. Özellikle üniversite döneminde yoğun okumaya başladım. Bence kitap okumak için insanın hep zamanı vardır. Yolda, takside, otobüste, birilerini beklerken...

Didem: Ben en çok yatarken okumayı seviyorum. Gerçek ve yasanmış hikayeleri okumayı daha çok sewiyorum ve tercih ediyorum.Onur: Ben en son Harry Potter okudum. Sinemaya gelmeden önce okuyup bitirdim ve sinemaya gitmeden nasıl olduğunu hayal ettim ve bu çok eğlenceliydi. Ama sinemada gördüğün hayal ettiğinden çok farklı oluyor...
Türkiye`de bir sürü sanatçı var, bir sürü farklı sanat yapılıyor ve bir ülkede sanatın varoluşu o ülkenin gelişmişliğini, kalitesini yansıtır şüphesiz. Sizce gerçekten Türkiye`de sanat yapılıyor mu? Sanatçılar gerçekten sanatçı mı?

Didem: Ben şunu söylemek istiyorum. İtalyanca Sanat Tasarım bölümünde okuyorum. Aynı zamanda çizim yapıp takip etmeye çalışıyorum. Türkiye`de ciddi anlamda bir boşluk var. Yaratıcı olan ve sanat yapan çok büyük sanatçılar var. Çoğu sanatçıda da malesef yurtdışından özentilik olusuyor. Kendi içinde çok yaratıcı olanlar da var ve yavaş yavaş ortaya çıkmaya baslamış vaziyetteler. Ama yine de tanınmıyorlar. Ben bunun medyadan dolayı olduğunu düşünüyorum. Medyadaki kişiler genelde hangi sanatçının hangi mankenle olduğuyla daha fazla ilgileniyor. Bundan dolayı da yapılan şeyleri görmüyoruz. Basında olan insanlar yanlış. Çünkü neyin sanat olduğuna doğru karar veremiyorlar. Eleştiren insanlara baktığınızda hiç birşey bilmediklerini görüyorsunuz. Bu anlamda sanatçı olmak gerçekten çok zor. Gülnur: Ben tiyatro bölümünde Yıldız Kenter`le ilk tanıştığım zaman. Bizimle o kadar güzel şeyler paylaştı ki; “Her uyandığınızda dünyaya yeniden geliyormuş gibi gökyüzüne bakın. Bu güneşe bakın ve unutmayın bu güzellikler hiçbir yerde yok ve bu yaşadığınızı bir daha yaşayamayacaksınız” dedi.
Didem: Türkiyede bazı seyler maalesef çok basitleştirildi. Eminim bizim gibi düşünen milyonlarca insan var. Fakat bir sekilde maalesef ön plana çıkamıyor. Birşeyler bir takım insanların elinde olduğu için birçok şeye sınır konuluyor. Gülnur`un da dediği gibi insanların sanata ihtiyacı var. Ancak sanatla insanlarımız daha paylaşımcı olacaklardır eminim...
Onur: Ben de şunu eklemek istiyorum; Konsevatuar okumak çok farklı birşey. Orada olduğunuz zaman ister istemez sanatın her alanıyla iç içe oluyorsunuz. Ben dans öğrencisiydim fakat diğer bölümlerden olan bir sürü arkadaşımla ve onların alanlarıya çok ilgiliydim. Bu farklı alanlarda farklı şeyler öğrenmemi sağladı ve ufkumu açtı. Biz şu anda hayata dair birşeyler düşündüğümüzde bunun çok büyük etkisi oluyor. Sadece bir alanda uzmanlasmış bir sanatçı çok fazla yaratıcı olamıyor. Zamanla bunların hepsinin gelişeceğine inanıyoruz. Biz çok yeni bir albüm yaptık, sanat adına çok büyük adımlar attık çok çalışıyoruz ve bu şekilde devam edeceğiz.
Gülnur: Bana göre sanatın ilerlemesi konusunda ailelerin üstüne çok büyük bir görev düşüyor. Ailelerin çocuklarını sanata ve sosyal aktivitelere yönlendirmeleri gerekiyor. Bu çocukların yaşadığı hayata ve düşüncelerine katkıda bulunması açısından ve bakış açılarının gelişmesinde çok büyük önem taşıyor.

Didem: Bence herşeyden önce insanı disipline ediyor. Türkiye`deki okullarda öğrencileri yönlendirme ve disipline etme yöntemleri çok yanlış. Yurtdışında okullar öğrencileri spora ve sanata yönlendiriyor ve çok farklı açılardan gelişmesine neden oluyor. Ben bunu bir çok yerde de belirtiyorum ve ben bunun düzeleceğine inanmak istiyorum...
ALINTIDIR..!Smile
_________________


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
 
 
 

Röportajları...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hepsi & 4Yüz :: 4 YÜZ :: 4 Yüz'den Haberler

 

-
 
 
 
 
  Bugün 10 ziyaretçi (100 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol